17 Haziran 2012 Pazar

OKUYACAĞINIZ İNGİLİZCE KİTAPLARLA İLGİLİ İPUÇLARI...

Bir önceki yazımda tatilde neler yapabileceğiniz ile ilgili fikirler vermiştim. Bu yazımda ise okuyacağınız kitapları seçerken nelere dikkat etmeniz gerektiğiyle ilgili birkaç ipucu vereceğim. Tarzdan önce yabancı dil kitaplarında aslında 3 seçeneğiniz var. Kendi seviyenizdeki İngilizce kitaplar, kendi seviyenizin altındaki kitaplar ve kendi seviyenizin üstündeki kitaplar. Amacınıza göre bu tercihlerden birini seçebilirsiniz. Kendi seviyenizdeki kitapları okurken tabii ki anlayacaksınız ve belki çok da olmasa da sözlük kullanacaksınız. Kendi seviyenizin üstündeki kitaplar ise sizin için zorlayıcı (challenging) olacaktır. Belki de bilmediğiniz dilbilgisi kurallarını bu sayede öğreneceksiniz. Benim tavsiyem ise kelimelerle çok fazla uğraşmayacağınız dilbilgisi konularını da hali hazırda bileceğiniz seviyenizin altındaki kitapları okumanızdır. Bunu dediğime belki şaşırıyorsunuz ama amacınız kelime öğrenmek yerine okuduğunuz kitaptan haz almaksa tavsiyeme mutlaka uyun. 

Asıl önemli olan şey ise okuduktan sonra yapacaklarınız… Kitap okurken mutlaka bir defter edinin. Boyutun, sayfa sayısının hiç mi hiç önemi yok. Kendi öğrencilik yıllarımdan kalan bir alışkanlık bende bu. Türkçe ya da İngilizce farketmez mutlaka bir defterim vardır. Öğrendiğim kelimeleri ya da bana estetik gelen cümleleri mutlaka yazarım oraya. Buna ek olarak tavsiye edeceğim şey ise kitapta ilerledikçe mutlaka o deftere yazın. Karakter analizi yapacağınız en önemli şeylerden birisidir. Karakterin öncelikle dışardan nasıl göründüğünü yazın, yani herkes tarafından bilinen ya da görülebilecek özelliklerini… daha sonra bu karakterlerin size ne anlam ifade ettiğini yazın, mesela “Kırmızı Başlıklı Kız” hikayesinde KURT kötüdür fakat siz bu kurdu karnı aç korumasız ve sefil bir hayvan olarak görebilir belki de sempati duyabilirsiniz. Ya da aynı hikayede anne, yardımsever bir kadın olarak görülebilir ama sonuçta minicik kızı tek başına ormana yollamıştır ve size göre sorumsuz ve kötü bir insan olarak gelebilir. Ve son olarak sizden isteyeceğim şey “siz karakterin yerinde olsanız aynı durumda ne yapardınız?” sorusunu cevaplamanız. 

Okuduğunuz her İngilizce kitap için bu dediklerimi mutlaka yapın ve lütfen bunların hepsini İngilizce yapın. Yaptıktan sonra (kendi öğrencilerim) mutlaka gelip bana kontrol ettirin ve tartışalım, okuyan diğer öğrenciler ise mutlaka ama mutlaka yazdıklarınızı bir İngilizce öğretmenine gösterin. Bir sonraki yazımda yapacağınız alternatif çalışmaları anlatacağım. Görüşmek üzere…

9 Haziran 2012 Cumartesi

İNGİLİZCEYİ YAZ TATİLİNDE GELİŞTİRMEK İÇİN TAVSİYELER

Dün itibariyle karneleri verip tatile girdik nedense bu yıl öncekilerden hızlı geçti gibi geldi bana. Canım öğrencilerim ve bu yazıyı okuyan sevgili öğrenciler buradan size tatil için güzel tatil mekânları ve aktiviteleri ile ilgili tavsiyeler vermeyi çok isterdim :) ama ne yazık ki çok fazla tatil ve eğlence kültürüm yok bu yüzden öğrendiğiniz yabancı dili (İngilizce, Almanca ve Fransızca vb.) yaz tatilinde unutmamak için neler yapabileceğiniz hakkında birkaç ipucu vereceğim.
 Bana göre bir dilde ne kadar aktif ve üretken olursanız o dili o derece biliyorsunuz demektir. Aktif ve üretken olmanın ise tabii ki birden çok yolu ve yöntemi vardır. Ya o dili çok iyi konuşuyorsunuzdur, ya konuşulanları çok iyi anlıyorsunuzdur, ya okuduğunuzu çok iyi anlıyorsunuzdur ya da o dilde çok iyi yazıyorsunuzdur. Bu saydığım şeyler sizlerde ayrı ayrı olmak zorunda değil bazılarınızda bu saydığım 4 maddeden ikisi, üçü belki de hepsi mevcut. Yapmanız gereken tek şey ise potansiyellerinizi kullanarak bu saydığım maddeleri daha güçlü hale getirmek. Biliyorum ki zor gelecektir ama bir tatil bölgesine gidiyorsanız mutlaka oradaki turistlerle konuşmaktan çekinmeyin. Yaşı ve unvanı ne olursa olsun aslında onlardan daha iyi İngilizce konuştuğunuzu dakikalar geçtikçe hissedeceksiniz.
 Bu yazımda üstünde duracağım iki şey ise film izlemek ve kitap okumak. Birçoğunuz özellikle “Harry Potter” gibi serileri ve fantastik eserleri hem okuyorsunuz hem izliyorsunuz. Karşılaşacağınız zorlukları aşmak için daha önce severek izlediğiniz bir filmi İngilizce alt  yazılı olarak izleyin. Başta zor görünecektir ancak görev yaptığım Samsun Final Okulları yabancı dil kulübünde ve işlediğim derslerde gördüğüm üzere aslında birçok şeyi biliyorsunuz ve anlıyorsunuz o yüzden kendinize güvenin!!! Ve 7. Sınıf ve yukarısı olan öğrenciler için (bence lise öğrencileri bunu mutlaka yapmalı) alt yazısız İngilizce filmler izleyin. Bunu yaparken daha önce izlediğiniz filmlerden başlamak daha mantıklı olacaktır aksi takdirde anlamadığınız yerlerde sıkılabilirsiniz.
Bu yıl üstünde en çok durduğum ve önümüzdeki eğitim öğretim yılında en fazla dikkat edeceğim şey olan unsur ise kitap okumak ve sonrasında yapılacak aktivitelerdir. Bence bir kitap temel olarak iki şey için okunur. Birincisi eğlenmek için (for fun) diğeri ise bir şeyler öğrenmek için (to learn sth.). Klasik öğretim metotları gereği “kitabı oku bilmediğin kelimelerin altını çiz, anlamlarını sözlükten bul ve daha sonra özetini çıkar.” Sisteminden artık uzaklaşılması gerektiğini düşünüyorum ve daha önce dediğim gibi kitap okumanın temel iki nedenini birleştirerek hem eğlenmenin hem de farkında olmadan öğrenmenin yollarına başvurulması gerekliliğine inanıyorum. Kendi seviyenizde seçeceğiniz en az 2 – 3 okuma kitabı ile öğrendiğiniz şeyler ilk günkü tazeliğinde o güzel beyinlerinizde yaşamaya devam edecek. Kitapların sıkıcı olduğu önyargılardan kurtulun çünkü biliyorum ki 1000lerce sayfa uzunluğundaki Harry Potter kitaplarını okuyabilen siz öğrenciler için 50-60 sayfalık İngilizce kitaplar sıkıcı değildir. Bir sonraki yazımda kitapları tercih ederken nelere dikkat etmeniz gerektiği ve okuyabileceğiniz bazı kitaplar hakkında bilgiler vereceğim hepinize iyi tatiller…

7 Haziran 2012 Perşembe

BIG READ ŞAMPİYONLARI

İLK YAYIN TABİİ Kİ "BIG READ"
2011-2012 okul yılı başta benim olmak üzere okulum için oldukça güzel geçti aslında. Özellikle bölge ve Türkiye çapında alınan gurur verici dereceler çalışmaların karşılığının alınması söz konusu olduğundan önemliydi. Ben de bu yüzden ilk yazımı Oxford University Press'in düzenlediği "BIG READ" yarışmasıyla alakalı yazmak istedim. Yarışma kimilerine göre yayınevinin kitap satma politikası olarak görülse de bu işin sonucunda öğrenciler en az 1-2 kitap okuduğu için paha biçilmezdi. Öğrencilerin okudukları kitabı, karakter, favori yer ve öznel yorumları dahil olmak üzere rapor haline getiricekleri yarışma 3 etaptan oluşuyordu. ilk etaba bazı teknik sebeplerden giremedik ama 2. ve 3. etapta rekorlara koştuk. 2. etapta sadece 3 öğrencimiz Karadeniz-Doğu Anadolu Birincisi oldu. 2. sınıf öğrencisi Senay Ören ki Senay daha sonra açıklanan sonuçlarda Türkiye 2.si de oldu. Senay gerçekten 2. sınıf olmasına rağmen ışığı olan bir çocuk bırakın İngilizceyi Türkçe'yi bile inanılmaz düzgün konuşuyor. Senay'ın haricinde yine 2. sınıf öğrencisi Tuğçe Akyol ve 4. sınıf öğrencisi Aybars Çebi'de bölge birincisi oldu. 3. etap ise süper geçti bölgemizde alınacak toplam 9 derecenin 6sını aldık ki böyle bir derece Türkiye'de başka hiç bir okulda yok!!! :D İlköğretim bölümünde Ayberk Arpacı, Alper Uzun ve Aybüke Nur Çetin ile lise de İlkim Sude Metin, Giray İlhan ve Dilara Ekinci bölge birincisi oldu daha sonraki sonuçlarda ise Alper Uzun ile İlkim Sude Metin kendi kategorilerinde Türkiye 2.si oldu. Türkiye 2.lerine verilen netbook ise ekmek kadayıfının üstündeki kaymak gibi oldu. Egolarımla hareket etmeyi çok sevmiyorum, o yüzden çocukların derece almasından daha da önemlisi birçok dünya klasiğini basitleştirilmiş de olsa okudular ve hem genel kültürleri arttı hem de kelime hazneleri gelişti.