19 Ocak 2014 Pazar

Jonathan Swift (30 Kasım 1667 - 19 Ekim 1745) Üzerine


Hayranlıkla okuduğum yazarların başında Jonathan Swift geliyor. Jonathan Swift’in “Güliverin Gezileri” adlı romanını okumuştum. Çekilen çizgi filmleri de izlemiştim bir çocuk olarak. Jonathan ile asıl tanışmam ise üniversite yıllarında olacaktı.

Kısa hikâye inceleme dersinde, öğretmenimiz Zerrin Eren sağolsun Jonathan Swift’in “A Modest Proposal” “Alçak Gönüllü Bir Öneri” eserini incelemiştik. Okudukça tüyleri diken diken eden bir eserdi. Tek bir sıfatla anlatacak olsam bu sıfat kesinlikle “stunning” (çarpıcı) olurdu.

Kitabın kendi tanıtımında yazan şey şudur: iRLANDA'DAKİ YOKSULLARIN ÇOCUKLARININ, AİLELERİNE VE ÜLKELERİNE YÜK OLMALARINI ÖNLEMEK VE ONLARI TOPLUMA YARARLI KILMAK ÜZERE, MÜTEVAZI BİR ÖNERİ.

Kitabın adı bile başlı başına hiciv içerir. Aslında bu öneri alçak gönüllü bir öneri değildir. O dönemde İngiltere’nin İrlanda üzerine uyguladığı saçma sapan vergileri protesto eden bir hikâyedir. Kitaptan bir alıntı yapacak olursam:


Annelerinin ve zaman zaman da babalarının kollarında, sırtında ya da peşinde dolaşan bu inanılmaz çocuk bolluğunun; krallığın bugünkü üzücü durumuna yeni yaralar eklediği konusunda, herkesin aynı düşüncede olduğuna inanıyorum. Ve bunun içindir ki, bu çocukları, ortak yaşamın akıllı ve yararlı üyeleri haline getirecek, kolay, ucuz ve adil bir yöntemi bulabilecek kişinin, ülkenin kurtarıcısı olarak, toplum tarafından heykelinin dahi dikilmesine hak kazanacağını sanıyorum.


Londra'da tanıdığım çok bilgili bir Amerikalı, bana, bir yaşında sağlıklı, iyi beslenmiş bir çocuğun; buğulama, kızartma, fırınlama veya haşlama olarak, çok lezzetli, besleyici, yüksek değerde bir besin olduğunu söyledi. Yahnisinin de aynı lezzette olacağından eminim.

Şu halde, hesaplamış bulunduğum yüzyirmibin çocuktan yirmibini, doğurganlık için bir kenara ayrılmalı, yirmibinin dörttebiri de oğlanlar olmalıdır. Bu dörttebir, koyun, inek ve domuzlarımız için öngördüğümüz sayıdan bile fazladır. Söz konusu çocukların, bizim vahşi insanlarımızın pek takmadıkları evlilik kurumunun meyvaları olmadıklarını düşünürsek, bir erkek dört dişiye hizmet etmeye yeter. Geriye kalan yüzbin tane bir yaşına gelmiş çocuk ta, zengin sofralar için etlenmek ve şişmanlamak üzere, son aylarda annelerinden bol bol süt emmeli, zamanı geldiğinde de krallığın kaliteli ve zengin insanlarına satılmalıdırlar. Arkadaşlar arası bir eğlence için, bir çocuktan iki tabak et çıkar; ailece yenen yemeklerde de, göğüs ya da buttan dörtte biri yeterli olur, tuzlanıp biberlendikten sonra da dört gün bekletilirse, haşlamasının tadına doyulmaz, özellikle kışın.”

İnanabiliyor musunuz? Öneri çocukların yahnisinin yapılarak yenmesi… yani kısaca der ki öyle vergiler öyle saçmalıklar var ki biz bu çocuklardan ancak böyle kurtulabiliriz, oldu olacak çocuklarımızı yiyelim…

Bu akla, bu hiciv yeteneğine sahip bu adama hayran olmamak elde değil…

Bu hikayeyi okuduktan sonra Güliver’in Gezileri daha anlamlı geldi.

Kendimce yaptığım yorumda, Güliver’in İngiliz olduğunu, gittiği cüceler ülkesi Liliputya’nın da İrlanda olduğunu çıkarsamalarına ulaştım. Ve o insanların dev Güliver’i beslemek için gösterdiği çaba da İngilizlerin İrlanda’yı nasıl sömürdüğünü çok açıkça anlatır bize.


Jonathan Swift candır,İrlanda'da doğmuş hayatını haksızlıklara karşı mücadele ederek geçirmiştir ve mezar taşında şunlar yazar:
Burada, vahşi haksızlıklar karşısında kalbi paramparça olan biri yatıyor...
lütfen okuyun, okutun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder